Vergi hukuku, kamu hukuku dallarından biri olarak kendini göstermektedir. Bu durum içinde yer alan kısımlarda devlete ait mali faaliyetlerin kişiler açısından hukuki kısmı incelenmektedir. Mali hukuk dallarından biri olarak alt kısımda incelenen bir daldır. Burada mali hukuk olarak vergi hukuku ve harcama hukuku olarak ayrılan bölümler ile bütçe hukuku olarak ayrılan bölümlerde inceleme söz konusu olacaktır. Bu hukuk dalının belirli kapsamları ve alt başlıkları bulunmaktadır. Bunlardan birincisi vergi hukukunun kapsamı olarak nitelenebilir.

Vergi hukukunun kapsamı niteliği olarak karşılıksız olarak alınması mümkün olan vergilerin, zor kullanılarak alınması durumunu teşkil eder. Bunların yanı sıra mali hukuk dallarından birisi olarak karşımıza çıkan bu alanda niteliklerin itibari ile vergi hukuku kapsamına giren harç resim, fon prim ve aidat gibi benzer adların bulunması ve bunlarla ilgilenilmesi konusu incelenmektedir.

Vergi Hukukuna Dair Kaynaklar
Vergi hukuku kaynakları kendi içinde ikiye ayrılan konular teşkil eder. Düzenleyici olan bu dallar bağlayıcı kaynaklar ve yardımcı yani tali kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Her ikisinin görev yönünden farklılıkları bulunan kaynaklar olarak literatürde yerini almıştır.

Vergi Hukuku Kaynaklarından Bağlayıcı- Asli Kaynaklar
Vergi hukukunun belirli başlı bağlayıcı olan nitelikte kaynakları vardır. Bunlar Kanun Hükmünde Kararnameler ve diğer kısımlar olarak ayrılırlar. Bunlar arasında bulunan diğer kısımlar ise uluslararası vergi anlaşmaları, Bakanlar Kurulunun düzenlediği ve sunduğu Kararlardır. Bağlayıcı kaynaklara ek olarak Tüzükler, Yönetmelikler, Anayasa mahkemesi kararları, içtihadı birleştirme kararları gibi kararlarda bulunmaktadır. Vergileme alanında bu bağlayıcı olan ilkelerin genel ilkeler kapsamında yerleri vardır. Kural, usul ve esaslar belirlenmekte ve bunlar konusunda vergi uygulamalarının uygunluğunun denetlenmesi söz konusu olacaktır.

Yardımcı- Tali Kaynaklar
Vergi hukukunun yardımcı nitelikte olan kaynakları aracılığında olanlar yalnızca gündemde bulunan düzenlemelerin niteliklerine ait olan kaynakları belirler. Bunlar arasında yer alan kaynaklar ise; açıklayıcı olan Genel Tebliğler, Örf ve Adetler gelenek ve görenekler, Muktezalar yani Özelgeler, genelge ve genel yazılar bunlar konusu arasında sayılan kaynakladır. Bunlara ek olarak bulunan bilimsel öğreti kaynakları yani doktrinler ile Yargı kararları söz konusu olacaktır. Bu konular yan kaynakları olarak kendini gösterir. Konular hakkında bulunan yardımcı niteliklerin herhangi bir vergileme noktasında hüküm getirmesi beklenemez. Hukuk kuralının tespit ve yorumu dışında kalmaması adına bu tür yardımcı kaynaklardan yararlanılacaktır.

Vergi Hukuku Kapsamında Alacaklısı
Vergide iki taraf vardır. Birisi vergiyi verecek olan birey diğeri ise alacaklı olan kısım devlettir. Yeni düzenlemeler göz önüne alındığı zaman toplama yetkisini ise yerel olan yönetim şekillerine verecektir. Bu şekilde diğer kamu tüzel kişiliklerine devrinin sağlanması kapsamında ise emekli sandığı ve sosyal sigorta kurumları kapsamında bağ- kur gibi kapsamlara dair noktalar belirlenecektir. Emekli sandığı ve diğer tüm SSK kısımları da konu ile dâhil edilen noktalardır.

Vergi Hukukunda Vergi Ödevi
Vergi bir ödev niteliği taşıyarak anayasa ile düzenlenmiştir. 73. Madde niteliğinde anayasada yer alan verginin ödenmesi durumu hakkındaki hükümde; herkes kamu giderlerine karşılamak üzere kendini yükümlü saymak zorundadır. Kendi mali gücüne göre vergi ödeme sorumluluğuna sahiptir. Bu hüküm genelleştirmekte olmasından dolayı yeni gelen bir vergi ödeme potansiyelinin olmasından dolayı düz oranlı ve artan oranlı vergileme sistemi kapsamında gidiş gelişler yaşanmaktadır. Vergileme ilkesi bağımsızlık sahibi olan bir ilke değildir. Bunun içni yasallık ilkesi söz konusu olmakta ve kendi içinde yerini almaktadır. Yine hükmü mali gücüne dayandırmak ise söz konusu olacaktır. Mali güç vergi hukuku tarafından belirli konulara ayrılır. Bunlar arasında ise gelir servet, harcama gibi konularda ayrıma gidilmektedir.

Vergi Hukukunda Vergilendirmede Genellik Konusu
Vergilendirme ilkesi konusunda genel bir ödeme gücü noktası vardır. Bu konuda mali gücünün hemen herkes tarafından kendi sorumluluğuna has bir şekilde ödenmesi konusunda vergilerin farklı kişileri bu kapsam dışında bırakması söz konusu olacaktır. Vergi dışı bırakılması anayasaya aykırı olduğu için mali gücünü gelirine göre ödeme konusunda farklı yaptırımlara sahip bırakmıştır.

Vergi Hukuku Kapsamında Ekonomik Yaklaşım Kısmı
Ekonomik yaklaşım bir ilke olarak kabul edilmiştir. Bu ise vergi usul kanunu kapsamında 3üncü madde kapsamında kendini göstermektedir. Burada İspat kısmı olarak yer alan kısım ise vergilendirme kısmına konu olan vergi olayının ortamda gerçekleştirilen gerçek mahiyete esaslı ilkesi söz konusu olmuştur. Bunun için ispat kuralının mutlaka vergilemede ekonomik olan yaklaşıma göre uygulanması gerekir. Kasıt ise vergi hukukunun farklı yorum ve yöntemlerine yer verilmesi durumu olacaktır.

Vergi Hukuku ile Ceza Hukuku Kapsamı
Vergi hukukunun ilişkili olduğu farklı hukuk dalları vardır. Bunlardan birincisi ise ceza hukuku dalı olacaktır. Burada devletin ödemekle yükümlü olduğu kişilerin vergilerini alırken, ödemede sorun çıkaranların ceza hukuku kapsamına alınması söz konusu olacaktır. Bu durumun yaşanması noktasında ise verginin ödenmemesi veya zor koşulması veya vergiyi oluşturan olayın ortadan kaldırılmaya çalışılması, yolsuzluk, usulsüzlük gibi konularda ceza hukukuna başvuru yapılacaktır. Vergi hukuku tek taraflı olarak devletin getirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmesi olarak nitelendirilirken, ceza yaptırımını ise ceza hukuku kapsamında vermektedir. Bu şekilde ceza yaptırımı uygulayarak bu kısımda ayni olarak yerine getirilmesi istenecektir. Vergileme hukuku devlet ile vatandaş arasında bulunan kısmı düzenleyen önemli bir hukuk dalıdır.